Obezite gerçekten de dünya çapında hem yetişkinleri hem de çocukları etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Tüp mide ve gastrik bypass gibi bariatrik cerrahilerin kilo vermede ve obezite ile ilişkili altta yatan sağlık koşullarını iyileştirmede etkili olduğu kanıtlanmıştır.
Konaklama
2-4 Saat
İyileşme Süresi
Takip Ziyareti
Halk arasında şeker ameliyatı olarak bilinen diyabet cerrahisi ile şeker hastalığının kontrol altında tutulması sağlanmaktadır. Genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkan Tip 2 diyabete yol açan en önemli nedenlerden biri de şüphesiz fazla kilolardır. Klasik tedavi yöntemi Tip 2 diyabet hastalığının kendisini değil, sonuçlarını düzeltmeye yöneliktir. Diyabet cerrahisi ise hastalığın kendisini tedavi eder.
Şeker hastalığına ilişkin tüm vakaların yaklaşık yüzde 95’ini oluşturan Tip 2 diyabet, vücudun yeterli insülin üretmediği veya ürettiği insülini etkili bir şekilde kullanamadığında ortaya çıkan kronik bir metabolik bozukluktur. Tip 2 diyabet için mevcut tedavi yöntemi yaşam tarzı müdahalesini ve anti – diyabet ilaçlarını içermektedir. Bu nedenle diyabet cerrahisi, şeker hastalığının kalıcı çözümüne yönelik bir tedavi şeklidir. Gerçekleştirilen diyabet ameliyatları hastanın kan şekeri seviyesini kontrol altına tutar. Bu tedavi yöntemiyle hastanın ilaçsız veya ilaçlara daha az bağımlı şekilde hayatını devam ettirmesi amaçlanır.
Diyabet cerrahisinin obezite cerrahisinden farkı nedir?
Diyabet cerrahisi, obezite cerrahisinden farklı olarak sadece aşırı kiloyu değil, metabolik hastalıkları kontrol etmeye odaklanmaktadır. Kliniğimiz, diyabet cerrahisi alanındaki birçok tedaviye de öncülük etmektedir.
Tip 2 diyabet; pankreasın yeterli miktarda insülin salgılayamamasına bağlı olarak kan şekerinin yükselmesi durumudur. Genetik yatkınlık başta olmak üzere obezite ve fiziksel hareketsizlik Tip 2 diyabeti tetikleyen etkenler arasındadır.
Tip 2 şeker hastalarında kan şekeri yüksekliğinin; insülin salgısı yetersizliği ve insülin direnci olmak üzere iki nedeni bulunmaktadır. İnsülin direnci, kanda yeterince insülin olduğu halde etkisini gösterememesi durumudur. Tedavi edilmediği takdirde bu direnç; kalp, böbrek ve göz dahil olmak üzere çeşitli organ ve dokuları olumsuz yönde etkileyebilecek kan şekeri veya şeker seviyelerinin yükselmesine yol açabilmektedir.
Tüm tip 2 diyabet hastaları cerrahi tedavi adayı değildir. Hastaların cerrahi tedaviden yarar görüp görmeyeceklerini saptamak için bir takım testlerin yapılması gereklidir. Bu testlerin sonuçlarına göre hastanın pankreasından hala insülin salgılanıp salgılanmadığı tespit edilir. Eğer sonuçlar şeker hastalığının ameliyat ile tedavi edilebilmesine uygun çıkarsa hasta ameliyata hazırlanır. Hastanın cerrahi tedaviden fayda görüp görmeyeceği ile ilgili bir takım değerlendirmelerde yapılır. Bunlar şeker hastalığının süresi yani kaç yıl önce başladığı, hastanın obez olup olmadığı, hastanın yaşı ve kanda bakılan C-peptid düzeyleridir.
Diyabet cerrahisinde amaç; farklı yöntemler kullanılarak hastanın günlük yaşam kalitesinin artmasını, ağrılarını ve hastalıklarına bağlı olarak yaşadıkları psikolojik olumsuzlukları gidermektir. Özellikle morbid obez olan bireylerde diyabet cerrahisinin avantajları şu şekildedir:
Diyabet cerrahisi; diyabetin kontrol altına alınıp kilo kaybına yardımcı olmasının yanı sıra hastalara aşağıdaki şekillerde yardımcı olabilmektedir.
Diyabet cerrahisinden yararlanmadan önce Tip 2 diyabeti bulunan hastaların ilk olarak diyet ve spor yapmaları gerekmektedir. Egzersiz ve diyetin yanında doktorunun gerekli gerekli görmesi durumunda kişiye aynı zamanda ilaç tedavisi uygulanmalıdır.
Kullanılan ilaçlar, yapılan egzersiz ve diyet hastalığın iyiye gitmesine yardımcı olmak yerine kişinin günlük yaşantısını olumsuz olarak etkilemeye devam ediyorsa hasta diyabet cerrahisi yardımı ile tedavi olabilmektedir. Bu bağlamda kliniğimize gelen hastalara;
Whatsapp Hattımız