CategoriesBlog

Tüp Mide Rehberi

Tüp mide ameliyatı, obezite cerrahisinde en sık uygulanan işlemlerden biridir. Güçlü bir kilo kaybı elde edilmesini sağlayarak obezite ile ilgili riskleri azaltan tüp mide ameliyatı, hastanın yaşam kalitesini de kısa sürede iyileştirmektedir.

Tüp Mide Ameliyatı Nedir?

Tıp dilinde ‘Sleeve Gastrektomi’ olarak geçen Tüp Mide Ameliyatı, halk arasında mide küçültme ameliyatı olarak bilinmekle beraber dünya genelinde uygulanan en popüler cerrahi işlemlerden biridir. Tüp mide ameliyatı, midenin cerrahi işlemle bir tüp haline getirilmesidir. Mide kelepçesi ameliyatında olduğu gibi batın içerisine yabancı bir cisim yerleştirilmesi söz konusu değildir. Buradaki amaç; açlık hissinin azaltılarak hastaların daha az yiyerek kilo vermesidir.

Mide Küçültme Ameliyatı Tehlikeli midir?

Tüp mide ameliyatı olarak da bilinen ‘Sleeve Gastrektomi’, bütün majör cerrahi ameliyatlarda olduğu gibi bazı risklere sahiptir. Ameliyatın oluşturduğu risk faktörü hastanın yaşı ve kilosuna göre değişiklik göstermektedir. Ameliyat sonrasında komplikasyonların riski genellikle yüzde 3 – 5 arasındadır. Bunlar enfeksiyon, pnömoni ve kanamadır. Böyle durumlarda vakit geçmeden cerrahi bir ekip tarafından acilen müdahale edilmesi gerekir. Tüp mide ameliyatı olan kişilerde karaciğer yağlanması, böbrek hastalıkları, şeker veya yüksek tansiyon gibi riskler minimuma inmektedir.

Tüp mideye alışma süreci genellikle mide bandı ve bypassa oranla daha iyi olmaktadır. Mide küçültme ameliyatının yan etkileri; gastrik bypass ve daha büyük ameliyatlara göre daha azdır. Ameliyat sonrası süreç laparoskopik cerrahi sayesinde daha konforlu geçmektedir. Hastalarda açlık hissinin azalmasına bağlı olarak kilo verme durumu da başlamış olacaktır. Bir hafta sonra hastalar normal işlerine dönebilmektedirler. Ağır işi olanlarda ise kısıtlama ameliyattan sonraki 3. haftaya kadar sürmektedir. Ameliyat sonrasında ilk 1 buçuk yıllık dönem içerisinde hasta fazla kilolarının yaklaşık yüzde 80’ini vermiş olur. Bu kiloların çoğu ilk dört ay içinde verilmektedir.

Tüp Mide Ameliyatı Etkisini Nasıl Gösterir?

Yüksek Vücut Kitle İndeksi (VKİ) ve yüksek riskli hastalar için güvenli kilo kaybı açısından etkili bir cerrahi yöntem olan tüp mide ameliyatı, mide gövdesinin büyük bir bölümünün çıkarılması işlemidir. Operasyonda midenin en çok esneyip genişleyen ve iştahı yöneten kısmı çıkartılmaktadır. Bu ameliyatla mide hacmini azaltma yoluyla alınan gıda miktarının da düşürülmesi hedeflenmektedir. Sindirim sisteminin doğal akışına müdahale edilmediği için tüp mide ameliyatından sonra sindirim ve emilim normal şekilde devam etmektedir.

Tüp Mide Ameliyatından Sonra Ne Kadar Kilo Verilir?

Tüp mide ameliyatı sonrasında; hastanın beslenme alışkanlıklarını değiştirmesine de bağlı olarak fazla kilonun genellikle yüzde 70 – 80’inin verilebilmesi hedeflenmektedir.

Sleeve Gastrektomi sonrasında hasta fazla kilosunun;

  • İlk 3 ay; % 35 – 40’ını,
  • İlk 6 ay; % 50 – 60’ını,
  • İlk yıl ise % 60 – 70’ini vererek, hedeflenen en düşük kilosuna ulaşabilmektedir.

Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Tüp mide ameliyatı; genel anestezi altında laparoskopik yöntemlerle yapılan bir ameliyat türüdür. Bu nedenle hastanın bilinci ameliyat süresince kapalı olmaktadır. Genel anestezi altında gerçekleştirilen operasyonda cerrah, hastanın karnında açılan 0.5 cm’lik deliklerden kamera ve tedavi araçlarını karın bölgesine göndererek tedaviyi gerçekleştirir. Tüp mide ameliyatı, laparoskopik olarak karına girilip, midenin yüzde 75 – 80’inin alınması uygulamasıdır. Yaklaşık 1 saat süren operasyonda midenin içine küçük bir tüp yerleştirildiği için midenin inceliğinin de korunması sağlanmış olur. Hastanede yatış süresi 2 veya 3 gündür.

Ameliyattan Sonra Çok Ağrı Olur mu?

Bütün majör cerrahi işlemler belli oranda da olsa ağrı içermektedir. Ancak laparoskopik işlemlerde ağrı durumu minimal düzeyde seyretmektedir. Küçük kesilerden dolayı daha az ağrı duyulduğu için iyileşme süreci de oldukça hızlı olmaktadır.

Tüp Mide Ameliyatından Sonra Takip Süreci Nasıldır?

Obezite cerrahisinin diğer tüm metodlarında da olduğu gibi tüp mide ameliyatlarındaki başarı durumu doğrudan doğruya ameliyat sonrası kontrollerinin sıkı şekilde yapılmasıyla birlikte artmaktadır. Bu nedenle ameliyattan yaklaşık 10 gün sonra doktorunuz tarafından ilk kontrolünüz yapılmaktadır.  Bu ilk kontrolde ameliyatın erken komplikasyonlarının ipuçları araştırılacak ve ameliyat sonrası beslenme ve diğer yaşam fonksiyonlarının normal seyredip seyretmediği belirlenecektir.

Rutin kontrolleriniz 1, 3, 6, 12, 18 ve 24. aylarınızda gerçekleştirilecektir. Söz konusu kontrollerde yapılacak kan tahlilleri ile şeker, insülin, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyon testleri, vitamin ve mineral düzeylerine bakılmaktadır. Herhangi bir eksiklik saptanması durumunda ise özel destek tedavilerine başlanır.

Tüp Mide Ameliyatı Kimler için Uygundur?

Dünya Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Derneği (IFSO) kriterlerine göre tüp mide ameliyatı 35 yaşın altındakilere çok gerekmedikçe yapılmamaktadır. Kişide şeker hastalığının olmaması da oldukça önemli bir faktördür. Bu ameliyattan faydalananlar genellikle çok fazla hamur işi, alkol ve yağlı yiyecek tüketip, buna bağlı olarak da çok fazla kilo alan kişilerdir.

Tüp Mide Ameliyatı Hangi Durumlarda Uygulanmaz?

Tüp mide ameliyatı kişinin tüm bağışıklık sistemini etkileyen ciddi bir operasyon olmuş olmasından dolayı öncelikle hastanın genel sağlık öyküsünün çok iyi bir şekilde taranarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Tüp mide ameliyatının uygun olmayacağı hastalar;

  • Psikolojik sorunlar ve akli dengesinin yerinde olmaması,
  • İlaç ya da zararlı madde bağımlılıklarının bulunması,
  • Anestezi uygulamasının büyük risk faktörü oluşturması,
  • Hastanın gerçekçi bir bakış açısına sahip olmaması,
  • Hastanın ameliyat sonrasında fiziksel ve psikolojik destekten yoksun olması ve hastanın blumia gibi yeme bozukluklarının kontrol edilememesi şeklinde sıralanmaktadır.

Tüp Mide Ameliyatının Avantajları Nelerdir?

Tüp mide ameliyatında en önemli kazanım; sindirim sisteminin doğal yolunda bir değişiklik yapılmamasıdır. Tüp mide ameliyatının başlıca avantajları;

  • Mide hacminin azalmasına bağlı olarak daha az gıdayla doyma sağlanır.
  • Açlık hormonu olarak bilinen Ghrelin’in çıkarılmasıyla yeme isteği azalır.
  • Bağırsaklara herhangi bir işlem yapılmadığı için kanama, kaçak ve tıkanıklık gibi riskler yaşanmaz.
  • Diğer obezite ameliyatlarına göre süresi daha az olup, yaklaşık 1 saat sürer.
  • Ameliyat sonrasında hastanede yatış süresi oldukça azdır.
  • Vücuda yerleştirilen herhangi bir yabancı cisim yoktur.
  • Emilime müdahale edilmediği için vitamin ve mineral eksiklikleri daha az oluşur.
  • Ameliyat öncesine göre yenilebilen porsiyon miktarı azalmıştır.

Tüp Mide Ameliyatının Dezavantajları Nelerdir?

Tüp mide ameliyatının başlıca dezavantajları;

  • Mideden büyük bir parça yok edildiği için midenin orijinal hale dönmesi mümkün değildir.
  • Bazı hastalarda ameliyat sonrası reflü artışı yaşanabilir.
  • Mide fıtığı olan hastalarda tüp mide ameliyatı ilk tercih değildir.
  • Tatlı seven hastalarda tercih edildiğinde geri kilo alma olasılığı, bağırsak bağlantılı operasyonlara göre daha fazladır.
  • Operasyon sonrası hastaların bir dönem sıvı ile beslenmesi şarttır.

Tüp Mide Ameliyatı Fiyatları Nasıldır?

Laparoskopik operasyonla mide hacmini küçülten bir obezite cerrahi tekniği olan tüp mide ameliyatı fiyatını belirleyen birkaç etken bulunmaktadır. Tüp mide ameliyatının ardından yaşanabilecek komplikasyonlar için donanımlı bir hastanenin tercih edilmesi bu nedenle oldukça önemlidir. Ayrıca ameliyattan sonra hastanede ve yoğun bakımda kalış süresi de tüp mide ameliyatı fiyatını etkileyen başlıca faktörler arasındadır.

MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATI SONRASI DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Tüp mide ameliyatının tam verim sağlaması açısından, hastanın diyet programına sadık kalarak beslenmesine dikkat etmesi ve gerekli durumlarda vitamin ve mineral takviyelerini düzenli olarak alması son derece önemlidir.

Tüp Mide Ameliyatından Sonra Nasıl Beslenilmelidir?

Tüp mide ameliyatının başarısında hastanın yeni yaşam tarzını benimsemesinin yanı sıra metabolizma ve endokrinoloji uzmanlarıyla iş birliği içinde oluşturulan diyet programına uyması ve gerektiği takdirde besin, vitamin ve mineral takviyelerini düzenli olarak kullanması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle tüp mide ameliyatından sonraki beslenme ve hayat tarzı değişiklikleri en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Tüp mide ameliyatı sonrasında beslenmede dikkat edilmesi gereken başlıca kurallar şu şekildedir.

  • Gazlı içecekler ömür boyu yasaktır.
  • Tüp mide ameliyatından sonra özellikle ilk 14 gün sıvı beslenilmesi gerekmektedir.
  • Sıvı ve katı gıdalar aynı anda kesinlikle tüketilmemelidir.
  • Sebze ve yeşilliklerden oluşan salata, meyve ve kuruyemiş beslenme düzeninde kesinlikle ihmal edilmemelidir.
  • Hayvansal veya bitkisel proteinden yüksek gıdalar tüketilmelidir.
  • Günde en az 3 ana, 2 ara öğün olacak şekilde beslenmeye özen gösterilmelidir.

Tüp Mide Ameliyatından Sonra Uygulanacak Diyet Nasıl Olmalıdır?

Tüp mide ameliyatından sonra hastalardan genellikle yağ oranı düşük yiyecek ve kızartmalardan kaçınmaları istenmektedir. Rafine şeker başta olmak üzere gazlı içecek ve alkolden de kesinlikle uzak durulması gerekmektedir.

AMELİYATTAN SONRA BESLENME SÜRECİ NASILDIR?

  • Ameliyattan Hemen Sonra: Mide küçültme ameliyatından sonra en az bir hafta süreyle berrak sıvı diyeti yapılmaktadır. Bu dönemde su, çay, meyve çayları ve et suyuna çorba tüketilebilir.
  • Ameliyattan Bir Hafta Sonra: Hastanın ameliyattan bir hafta sonrasında da yumuşak ve katı gıda almasına izin verilmez. Katı gıdalar, ameliyat sonrası stapler hattının açılmasına ve kaçağa neden olabilir. Bu dönemde sıvı gıdalar, düşük kalorili ve az yağlı çorbalar, jöleler ve protein içecekleri alınabilir. Alınan sıvı gıdaların düşük kalorili ve yağsız olmasına dikkat edilmelidir.
  • Ameliyattan 2 – 4 Hafta Sonra: Hastalar stapler hattında ayrışma riskine bağlı olarak bu dönemde sadece püre gıdalar almalıdır. Fazla gıda alımı ağrı ve kusmaya neden olabilir. Ameliyattan 2 – 4 hafta sonrasında püre haline getirilmiş et, patates ve her türlü meyve püresi tüketilebilir. Karbonatlı içeceklerin tüketilmesi ameliyat sonrasında kesinlikle yasaktır.
  • Ameliyattan 4 -5 Hafta Sonra: Hasta bu dönemde yumuşak gıdalara geçebilir. Öğünler arasında en az 4 – 5 saat olmalı ve her öğün minimum 30 dakikada tüketilmelidir.
  • Ameliyattan 4 Ay Sonra: Hasta, yavaş yavaş ve düzenli olarak normal bir diyete geçerek; et, yumurta, sebze ve baklagillerden tüketebilmektedir. Ameliyattan sonraki ilk 2 yıl boyunca diyet 600 – 800 kalori ile kısıtlanmalıdır. Fazla kilonun büyük bölümü ilk yıl içerisinde verilecektir. Yeterli miktarda kilo kaybı gözlendikten sonra kalori miktarı 1000 – 1200’e çıkarılabilir.

MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATININ OLASI KOMPLİKASYONLARI NELERDİR?

  • Kaçak: Söz konusu ameliyatta kesilip çıkarılan dokudan kalan mide stapler yardımıyla kapatılır. Stapler yani zımba hattında olan veya olabilecek bir açıklık, kopukluk veya sızma yaşanması durumuna kaçak adı verilmektedir. Kaçak riski yüzde 1 ve daha düşük yüzdelerde olmuş olsa dahi hastayı ciddi şekilde hasta ederek, tehlikeli boyutlara getirebilmektedir.
  • Gastroözofageal Reflü: Gastroözofageal reflü, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması durumudur. Asitler ve mide salgıları, yemek borusunda irritasyona yol açabilmektedir. Bu da heartburn olarak bilinen göğüs duvarı arkasında yanma ile karakterize olabilen rahatsız edici yakınmaya neden olmaktadır.
  • Gastrik Fistül: Gastrointestinal fistül, sindirim sisteminizdeki mide sıvılarının mide veya bağırsaklarınızın iç yüzeyine sızmasını sağlayan anormal bir açıklıktır. Bu cildinize veya başka organlara sızdığında enfeksiyona neden olabilir.
  • Stoma Darlığı: Mide küçültme ameliyatı geçişte darlığa neden olabilir. Stoma mide ile bağırsaklar arasındaki geçişi tarif eden bir terimdir. Bu durumu düzeltmek için ikinci bir ameliyat gerekebilir.
  • Ameliyat Yeri Fıtıkları: Vakaların yaklaşık yüzde 15’inde yara yeri fıtıkları gelişebilmektedir. Laparoskopik ameliyatlarda bu risk son derece düşüktür.
  • Vitamin ve Mineral Emilim Bozukluğu: Mide küçültme ameliyatının uzun vadeli bir komplikasyonu da vitamin ve mineral emilim bozukluklarıdır. Bu durum ciddi eksikliklere neden olabilmektedir.
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir